Haberler

Araştırma Sektörünün İtibarı

CEO’muz Sidar Gedik; son dönemde kamuoyunda gündeme gelen seçim anketleri, araştırma şirketleri ve araştırma sektörünün itibarı konusunda Marketing Türkiye Dergisi Nisan sayısı için değerlendirmelerde bulundu.

Sidar Gedik’in konuyla ilgili dergiyle paylaştığı değerlendirmeler şu şekildeydi;

“Öncelikle belirtmeliyiz ki ülkemizin G20 üyesi olduğu bir dünyada biz sektör olarak maalesef o seviyede değiliz. ESOMAR 2018 Sektör Raporuna göre, Türkiye araştırma sektörü büyüklük olarak dünya sıralamasında 26. sırada bulunuyor. Aslında temel sorun ekonominin hacminden öte Türkiye’deki iş dünyasının ve diğer karar vericilerin araştırmaya yeterince önem vermiyor, gerekli kaynağı ayırmıyor olmaları.

Araştırma yapmadan öngörüde bulunmak, başarılı olabilmek çok zor ve hatta genellikle imkansız. Karar vericilerin bu gerçekten hareketle davranmaları gerekiyor. Biz ülke sektörünün oyuncuları olarak üzerimize düşeni yapıyoruz, diğer ülkelerdeki meslektaşlarımızdan hiçbir eksiğimiz olmadığı gibi pek çok konuda onlara bilgi transferi yapabilecek durumdayız. Örneğin Mart ayı başında Ipsos’un global yatırımcılara sunduğu finansal değerlendirme raporunda onlarca ülke içinde sıra dışı başarısı ile anılan 4 ülkeden biri Türkiye oldu ve ardından 90’a yakın ülkeden yüzlerce üst düzey araştırmacının katıldığı bir konferansta bir başarı öyküsü olarak Ipsos Türkiye’nin sırrını anlattık, onlara örnek olmaya çalıştık.
Sonuç olarak en yeni yaklaşımlar, teknolojiler, kıymetli insan kaynağı ülkemizde mevcut, bütün bu olanaklar tüm alanlardaki karar vericilerin ve iş adamlarının araştırma yatırımlarını bekliyorlar.

Araştırmanın sadece siyasi seçim süreçlerinde hatırlanan bir çalışma olmaması gerektiği, doğru kararlar vermek gerektiren birçok süreçte araştırmanın anahtar konumunda olduğu da unutulmamalı.

Araştırma yapmadan ön görmek, başarılı olabilmek zor ve hatta genellikle imkansızdır ancak şu noktaya da araştırma verenlerin özellikle dikkat etmesi önemlidir: Araştırmanın kırmızı çizgisi doğru tasarlanması, doğru uygulanması ve sonuçlarının doğru kullanılmasıdır. İş birliği yaptığınız araştırma şirketi “gerçekten bir araştırma şirketi mi yoksa araştırma şirketi gibi görünen bir şirket mi” bunu iyi anlamak önemli.

Nasıl ki jeoloji bilimi sadece deprem konusuyla ilgili değilse, araştırma disiplini de sadece seçim araştırmasını kapsamaz. Araştırma, salt seçim dönemlerinde popülerlik kazanan, haber değeri yükselen bir sektör değildir. Hatta siyasi araştırmaların toplam araştırma harcamaları içerisindeki payı sadece Türkiye’de değil Dünya’da da oldukça düşüktür. ESOMAR’ın sektör raporuna göre siyasi araştırmaların da dahil olduğu kamuoyu araştırmalarının payı sadece %6 seviyesindedir.
Türkiye’de siyasi araştırma yapan şirketlere baktığımızda; birkaç istisna hariç hiçbirinin geçmişte yapılan çağrılara rağmen “Güvenilir Araştırma” kavramının yaratıcısı ve takipçisi olan TÜAD’ın üyesi olmadığını görüyoruz. Ayrıca üye olmamalarına rağmen derneğin kontrol mekanizmalarından geçmelerine yönelik TÜAD tarafından daha önceki dönemlerde yapılan samimi davetlere de icabet etmediler. Öte yandan araştırmalara yönelik olarak siyasetçiler tarafından gündeme getirilen düzenleme fikirlerinin sektör örgütü TÜAD ile tartışılması ve biz üyelerin katkılarının alınmasının da oldukça önemli olduğuna inanıyoruz.”

Nisan 3, 2019

0

Haberler

Yorum yazın