Bültenler

Araştırmada 2000 – 2010 Dönüşümleri

Araştırmanın gelişen teknolojilerden yararlanması konusunda dünyanın her tarafı genellikle küçük ölçekli ama çok sayıda  girişimcilerle doldu. Gözbebeği hareketlerini inceleyen sistemler bunların en ciddilerinden biri ve deneysel uygulama alanları artıyor. Cep telefonlarının video ve fotoğraf çekme özelliklerini de kullanarak yapılan bir etnografya çalışması geçenlerde uluslararası bir ödül aldı. Mobil anket uygulamaları konusundaki yazılımlar ve uygulamalar ciddileşti.

Değişik uyarıcıların etkisini beyin dalgalarının hareketleriyle ölçmeye çalışan “neuroscience” denemeleri yaygınlaşıyor. Gözbebeği hareketlerinde olduğu gibi, tepkileri vücut kaslarının hareketleriyle veya kan basıncındaki değişikliklerle anlamaya çalışan uygulamalar da artıyor. Sosyal medyayı dinleyerek pazarlama içgörüsüne ulaşmak gündemdeki bir diğer sıcak konu.

Araştırmanın yenileşmesi böylece iki ana kulvarda ilerliyor; soru sorma araçlarında yenileşme; soru sormaya gerek olmaksızın teknolojinin olanaklarından yararlanarak içgörü üretme.

İlki konusunda dünya 2000’lerin başında büyük bir devrim yaşamış ve Cati’den online’a geçmişti. Bugün dünya araştırma harcamalarının beşte biri online yöntemlerle yapılıyor; ayni en çok kullanılan yöntem… Şimdi, artık mobil uygulamalar bu alanda yeni bir seçenek oluşturmaya başlıyor. Ancak, bu kategori  tüketicilere soru sorarak sonuca ulaşmayı esas alıyor…

2010’larda yaşadığımız ikinci aşama ise tüketicilere soru sormadan araştırma yapma konusunda niteliksel bir dönüşüm dalgası oluşturuyor. “Neuroscience”, “biometric” gibi uyarlamalar ve sosyal medyayı dinlemek bu dönüşüm dalgasının başlıca unsurları.

Önümüzdeki yıllarda bu yeni dönüşüm dalgasının etkinliğini artıracağını söylemek artık yeni bir haber olmayacak… Ancak, istatistik bilimi; temsil edicilik, örnekleme, popülasyonu yansıtma gibi kavramların ağırlığını yitireceğini düşünmüyorum. Bütün bu yeni teknolojiler istatistik dışı bir kategori oluşturuyorlar. Yapıları gereği çok az sayıda gözleme dayanmak durumunda kalıyorlar. Bu nedenle buradaki dönüşüm online dönüşüm kadar belirleyici değil, tamamlayıcı bir yapı kazanacak.

Türkiye bütün bu sürecin biraz tuhaf bir yerinde bulunuyor. Internet penetrasyonundaki hızlı yükselmeye rağmen gelişmiş ülkelerin 2000 başlarında yaşadığı büyük online devrimin henüz çok uzağında. Araştırmacılar, klasik yüz yüze anket çizgisini ve onun yarattığı terminolojiyi aşabilmiş değiller. Bu alanda öncülere ihtiyaç var ve önümüzdeki yıllarda Türkiye’deki asıl dönüşüm burada gerçekleşecek. Hem araştırma kullanan kuruluşların, hem de araştırma hizmeti verenlerin buna fazlasıyla hazır olmaları gerekiyor.

Öte yandan, örneğin “eye tracking” gibi denemeleri de ciddi olarak yapmaya başladık. Özellikle iletişime yönelik testlerde olumlu sonuçlar verdiği de gözlendi. Mobil uygulama örnekleri de eşikte duruyor. Sosyal medyayı dinlemek konusu eşikten bir adım içeri girdi. Türkiye, galiba birinci ve ikinci aşama dönüşümlerini eşzamanlı yaşayacak. 2000 ve 2010 birlikte…

Kasım 25, 2010

0

Bültenler

Diğer yazıları okuyun

Yorum yazın