Dinlemek Zamanı
Yaklaşık 20 yıldır pazarlama araştırmaları yapıyorum ve bu süre boyunca ev kadınlarından mavi yakalılara, hekimlerden kobi sahiplerine kadar birçok farklı kitle ile görüştüm; onlara sorular sordum, amacım cevabı alabilmek ve ardından bu cevabı anlamlandırmak oldu.
Artık devir değişti. Şimdi çok soru sormaya gerek yok, “artık dinlemek zamanı”.
“Teknoloji, her alanda olduğu gibi pazarlama alanında da bildiklerimizi unutmaya ve popüler tabirle “yeni normal”i yaratmaya zorluyor bizi.”
2014 yılı internet veri trafiğinin büyüklüğü 2000 yılındaki tüm internetin 30 katı! TÜİK verilerine göre Türkiye’nin %56’sı internet kullanıyor, internet kullanıcıların %80’i en az bir sosyal medya hesabına sahip. Tüketicilerin bu ilgisi reklamcılar tarafından da biliniyor ve değerlendiriliyor: AB Avrupa raporuna göre, Avrupa dijital reklam yatırımları 2014 yılında % 11,8 büyüdü. Türkiye %20,8’lik büyüme rakamı ile dijital yatırımda Avrupa’da en fazla büyüyen 4. ülke konumunda.
Pazarlama camiası artık sosyal medya ile fazlasıyla ilgili, dijital tüketiciden bahsedilmeyen gün neredeyse olmuyor. Öyle değişik bir dönem ki, hiç olmadığı kadar fazla veri var elimizde ama öte yandan insanı anlamak her zamankinden daha zor. Gelin bu yeni dünyada nasıl yaşanabileceğine dair bazı notlara hatta daha doğrusu gerekliliklere bakalım.
Bu yeni dünyada var olmak için neler gerekli?
1. Öncelikle şunu kabul edelim, markaların sosyal medyadaki performansı dijital pazarlama ekibinin sorumluluğunda olamaz, zira sosyal medyada sadece dijital aksiyonlara reaksiyon verilmiyor: İnsanlar bir ürünü kullandıklarında, ürünün satıldığı mağazaya gittiklerinde, ürünün reklamını gördüklerinde sosyal medyaya yazıyorlar. Bu sebeple stratejileri geliştirmek ve uygulamak üzere dijital pazarlama için farklı bölümlerdeki kişilerden bir ekip olmalı.
2. İnternet üzerinde konuşmalar her an gerçekleşiyor, tek bir yorum, bir blog notu, bir beğeni kalıcı bir kayıt oluşturuyor. İnsanların inanışları, davranışları, beğenileri, ihtiyaçları vs sosyal veri bankasında oturmuş keşfedilmeyi bekliyor. İşte bu veriyi anlamak dijital pazarlamanın da özü. Marka sahipleri marka isimlerinden çok daha fazlasını dinlemeli.
3. Markalar sosyal medyayı ne için kullandıkları konusunda net olmalılar, her zaman olduğu gibi bir koltukta birden fazla karpuz taşınamıyor, odaklanmak şart. Marka sosyal medyayı ne için kullanıyor, amacınız bilinirliğini arttırmak mı, bir yeniliği duyurmak mı, sadakat yaratmak mı?
4. Buna paralel başarı ölçütleriniz de belirli olmalı. Başarıyı nasıl ölçeceksiniz, sadece “like” almak mıdır hedefiniz? Yaptıklarınızın markaya katkısını ortaya koyabilen ölçütleri belirlemek ve bunları hedefleyerek hareket etmek kritik.
5. Gerçeklik bu formülün önemli parçalarından birisi. Söyledikleriniz insanların aklına değil kalplerine hitap etmeli. Sosyal medyada markanız insanlaşmalı. Siz sosyal medyada insanların arkadaşları, aileleri ile yarışıyorsunuz neredeyse. Buna değecek bir deneyim yaratmalısınız.
6. Tüm bunlar bir kere atılan adımlar değil, hiçbir şey yerinde durmuyor. Kiminle konuştuğunuzu analiz etmeyi sürdürmelisiniz, bu insanların ilgi alanlarını, ihtiyaçlarını dinlemeye devam etmelisiniz. Ve tüm bunların kesiştiği nokta ilgi çekici, alakalı içerik. Buna ulaşmanın tek yolu da dinlemek. Markayı takip etmeyi bırakan kişiler ile yapılan bir araştırma sıkıcı ve kendini tekrarlayan içeriği en önemli sebep olarak gösteriyor. Artık yeni şeyler söylemek lazım!
Yeni dünyanın yeni bir düzeni var!
• Tek bir ekibin yönetiminde, «dijital pazarlama» birimi şeklinde bir kurumlaşma işe yaramıyor. Modüler, esnek, geçirgen ekiplere sahip ol!
• Sadece ismini seslenenlere bakmak yetmez, daha çok dinle!
• Hedefe odaklan ve hedefe uzaklığını nasıl ölçeceğini belirle.
• İnsan ol! Sanal dünyadan bahsediyor olabiliriz ama bu dünyada «insanlar» konuşuyor, kim konuşuyorsa insanlarla aynı platformda olduğunu bilmeli ve buna göre hareket etmeli.
• Yaratmaya çalıştığın deneyimler de senin ürünlerin. İlgi çekici, alakalı içerik üret!