Bültenler

Global Trendler, Turizm ve Türkiye

41 milyar dolar ile ülkemizin en önemli döviz girdisi sağlayan sektörlerinin başında gelen turizm sektörü için beklentiler yüksek. 2020 için 58 milyon ziyaretçi hedeflenen sektörde global trendler ve sektörde dikkate alınması gerekenlere baktığımızda geniş bir yelpaze ile karşılaşıyoruz.

Ülkemiz geçmiş 3-5 yıl öncesine kadar Akdeniz Bölgesi ile turizm kaynağı oluştururken Turizm Tanıtım Ajansı kurulumu, Bakanlık ve turizm konulu organizasyonlar ile Turizm farkındalığı ve stratejilerinin 81 ile dağılması sağlandı.

Dünyayı şekillendiren global trendlere bakıldığında; teknoloji, iklim değişimi / sürdürebilirlik, politik değişim ve çoklu polarizasyon, Asya ekonomisi, nüfus istatistiklerindeki değişim, küreselleşme ve göçleri sayabiliyoruz. Bu trendlerin turizme etkisini düşündüğümüzde kuşkusuz tümü etkili olsa da turizmi şekillendirecek yine bu trendlerden beslenen ve içlerinden üremiş 4 ana başlığın öne çıktığını görüyoruz;

1. Gelişen ziyaretçi talebi
2. Sürdürülebilir turizm büyümesi,
3. Teknoloji
4. Ulaşım.

Bu 4 faktör alt açılımları ile turizm sektörünün şekillenmesinde rol oynayacak gözüküyor.

1) Gelişen Ziyaretçi Talebi; Artan nüfusla ülkeler arası geçişkenliğin de artması, emekli sayısındaki artış, yaş ortalamasının yükselmesi ile harcama gücü artışı, orta sınıf büyümesi, bunlara bağlı olarak seyahat sayılarının artıp içeriğin, talebin değişmesi. Farklı nesillerin farklı taleplerle öne çıkması. Y ve Z jenerasyonlarında teknoloji ve deneyim odaklı beklentiler vb.
2) Sürdürülebilir turizm ve büyüme; artan nüfusla turizmin büyümesi ziyaretçi sayısının artması ile doğal kaynakların zarar görmesi, enerji talebi artışı, sera gazı salınımın artması, su kaynakları tüketimi, arazi dejenerasyonu gibi durumlar yaşanabilir. Tam tersi bu tüketim ve kaynak azalımı kültürel ve çevresel değerlere farkındalığın da artması ve gündeme gelmesine de neden olabilir. İşte sürdürülebilirlik burada devreye giriyor. Kaynakları kaybetmeden tüketmeden uzun süreli kullanımına imkan sağlayacak farkındalıkları artırmak gerekiyor.
3) Teknoloji; Teknoloji aslında tüm sektörlerde olduğu gibi turizm için de bir devrime neden olacak konuların başında geliyor. Teknoloji / dijitalleşme beraberinde işletmeler için olduğu kadar (talep yönetimi, müşteri ilişkileri yönetimi, daha etkin pazarlama, ürün yönetimi ve planlaması. Self-servis kioskların yanı sıra tüm ön hizmet aşamalarında robotların kullanımı (Hilton Otellerinde “Connie” adında devreye alınan yapay zekalı concierge robotu vb) müşteriler için de yeni açılımları beraberinde getiriyor. Seyahat planlama, ürün karşılaştırma,
e-tavsiye (e-WOM) ve tüm hizmetlerde dijital / robotik hizmet alma. Sanal gerçeklik (Louvre Müzesi’nde Mona Lisa tablosunu inceleme, Göbekli Tepe sanal turu, Toscana Vadisinde dijital tur rehberi gibi çalışan Tuscany+ arttırılmış gerçekliği vb), 3D yazıcılar, akıllı saatler ile holografik imajlar, yapay zeka destekli sanal seyahat uygulamaları vb).
4) Ulaşım; Uluslararası ağlara entegre olma, havayolu denizyolu demiryolu ve karayolu ağlarında kesintisiz hizmetler önemli hale geliyor. 2-3 saatlik mesafelerle tatil yapabilme serbestisi tüketiciler için önemli bir değer.

Turizm ve Seyahat Acentaları kapsamında seri dataların irdelenmesi ve iş adamları ile yapılan görüşmeler ile derlenen 140 ülkenin turizm açısından değerlendirildiği bir raporda Türkiye güvenlik açısından 125’inci, insan kaynakları açısından 97’inci, çevresel sürdürebilirlik açısından 126’ncı sırada konumlandırılıyor. Elbette havaalanı altyapısı açısından 20, kültürel kaynaklar açısından 17’nci sırada olsa da zayıf olduğumuz konular turizmin ülkemizde büyümesi adına beklenen hedeflerde negatif etki edebilecek unsurlar.

habergorsel1

Türkiye’deki bireylerin yurtiçi ve yurtdışı tatil alışkanlıklarına dair şu bilgiler ilgi çekici:

- Her 5 kişiden 1’i yurt içinde tatil yapıyor… Bu değer Avrupa’da 3/5…
- Avrupalı bir turist tatil için ~2000 Euro bütçe ayırsa da bu bütçenin Türkiye’de harcanan miktarı 570 Euro…
- Avrupalı turistlerin %70’i başka bir ülkede tatil yapmayı planlarken ABD’li turistlerin %77’si ABD sınırları içinde bir tatili daha çok benimsiyor…
- Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) son istatistiklerine göre yurtdışı gezileri, 2018′e oranla yüzde 4 artışla 2019′da 1,5 milyarı buldu. Fransa, 90 milyondan fazla ziyaretçiyle en çok ziyaret edilen ülke olmaya devam ederken İspanya 83,8 milyonla Fransa’yı takip etti.
- Turizmi en çok gelişen ülkeler sıralamasında Türkiye %14 ile 13’üncü sırada. Myanmar %40 ile ilk sırada, Porto Riko %31,2 ile ikinci, İran %27,9 ile üçüncü. Son günlerdeki siyasi durumu göz önünde bulundurulduğunda İran’ın 2020′de düşüş yaşaması muhtemel.
- Avrupa kaynaklı şehir içi turlar %15 ve etkinlik turizminin %6 arttığı izleniyor. Deniz & güneş seyahatlerinin benzer oranlarda kaldığı görülüyor.

Tüm bu değişimlerde geleneksel turizm anlayışının yerini global ve yerel trendlerin yanı sıra yaş jenerasyonlardaki farklılıklara cevap verebilme becerisi de rol oynuyor. Tüm sektörlerde Y ve Z jenerasyonunun yarattığı farklılaşmalara cevap verebilme başarıda rol oynayacak kilit faktörlerden.

Peki jenerasyonlar turizm taleplerinde bu kadar farklı mı?

Jenerasyona gelmeden bireylerin bekar, evli, çocuklu olmasına göre bile değişen tatil talepleri görülüyor. Ancak hepsinde “deneyim” ve “Instagram’lanabilir benzersiz anlar yaşama” odak noktası. İşte bu iki olgu değişen jenarasyonlardan kaynaklanıyor. Y ve Z Jenerasyonlarında dahi farklılaşmalardan bahsetmek mümkün; Y jenerasyonu (millenials 1980-1999) stresten kaçınma / relax ve mevcut arkadaşlarla vakit geçirme arayışındayken Z Jenerasyonu (2000 sonrası doğanlar) bilgi düzeyini artıracak, kendini keşfedeceği, yeni arkadaşlıklar yaratacağı tatil arayışında. Tatilde harcama kalemlerinde ise sıralama; yeme/içme deneyimi, eventler/festivaller, sanat aktiviteleri, ekstrem sporlar, rehberli turlar olarak sıralanıyor. Rehberli turlar, uçakta daha geniş koltuk için ek ödeme, otelde daha lüks oda için ek ödeme sıralamanın son basamaklarında. Tüm bu talep değişimi turizmin trendlere bağlı değişimini gerektiriyor.

31 Ocak’ta EMITT organizasyonunda da dile geldiği üzere; Antalya ve çevresinde 450’e yakın her şey dahil sistemli, paket turlara dayalı turizm yapılanmasının yeni taleplerle kendisini geliştirmesi için son 10 yıl diyebiliriz. Ayrıca turizmin deneyim odaklı 81 ile yayılması için atılacak adımlarda da zaman daralıyor. Zira Z jenerasyonu bugün ergen olup aileden beslense de 10 sene sonrası kendi parasını kazanarak harcayacak yeni deneyimler arayacak.

Şubat 18, 2020

0

Bültenler, Haberler

Diğer yazıları okuyun

Yorum yazın