Gündelik Hayatın Demokrasisi
Yüksek Seçim Kurulu’nun 12 Eylül referandumu için açıkladığı seçmen sayısı 50 milyon civarında. Bu sayı 2009 yerel seçimlerinde 48 milyon 250 bin civarındaydı.
2002′den bu yana yapılan genel ve yerel seçimlerde, seçmenlerin ortalama olarak yaklaşık yüzde 80′i sandığa giderek oy kullanmış. 2007 genel ve 2009 yerel seçimlerinde bu oran yüzde 85′e çıkıyor.
Bu oran, başka ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça yüksek. Örneğin, ABD’de 2006 Kongre seçimlerinde kayıtlı seçmenlerin yüzde 47.5′i oy kullanmış. Almanya ve Fransa’da parlamento seçimlerinde seçime katılma oranı yüzde 60 civarında.
Türkiye’de seçmenlerin oyuna artık çok sık başvuruluyor. Seçmenler, muhtarı, belediye meclis üyelerini, belde, ilçe ve büyükşehir belediye başkanlarını, il genel meclis üyelerini, milletvekillerini seçiyor; halk oylamalarına katılıyor. Bundan sonra Cumhurbaşkanı’nı da seçecekler.
Bütün bu veriler, en basit tanımıyla “halkın yönetime katılması” demek olan demokrasi zemininin gittikçe genişlediğini gösteriyor.
Peki, seçimlerde oy kullanmak güçlü bir demokrasi için yeterli mi?
Herşeyin çok hızlı değiştiği günümüzde, seçmen eğilimleri ve beklentileri de statik kalmıyor, değişiyor, farklılaşıyor…
Seçmenler aslında yurttaş! Onlar oy verirken, düşüncelerini, taleplerini, olumlu ve olumsuz tepkilerini, umutlarını sandığa yansıtıyor ve ardından hizmet bekliyor. Beklentilerinin karşılanmadığını düşündüğünde ise, “daha iyi” bir seçenek gördüğünde, ona yöneliyor.
Bu nedenle, sık yapılan seçimlerle genişleyen demokrasi zeminini, yurttaşların düşünceleri, tepkileri, eğilim ve beklentilerinin siyaset ve kamu yönetimine sürekli biçimde katılımını sağlayan yöntemlerle derinleştirmek, bir başka deyişle “seçim demokrasisi”nden “gündelik hayatın demokrasisi”ne geçilmesine katkıda bulunmak, siyasal ve sosyal araştırmaların günümüzdeki işlevini oluşturuyor.
Ipsos KMG Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, bu işlevi en iyi şekilde yerine getirmek için yola çıkıyor. Ipsos’un ve Ipsos KMG’nin global ve yerel birikim ve deneyimlerini, sosyal ve siyasal araştırmalar alanına, buradan da politika yapıcıların hizmetine sunmak için, 9 Kasım’da Ankara Hilton Oteli’nde yapılacak lansman konferansı ile bir büyük yolculuğa başlıyoruz…