Hane Tüketim Verilerinin Doğrudan Göstermeyip İşaret Ettikleri…
Doç. Dr. Güntaç Özler’in Değerlendirmesiyle
Ipsos grubu ve şimdi Ipsos’a katılmış olan gruplar yaklaşık onbeş yıldan beri, Hızlı Tüketim Ürünleri’ni izlemekte ve analiz etmektedir. İstatistiksel olarak sürekli ve dengeli (stable) bir yapı sergileyerek ilerleyen, çok değerli bir zaman serisi ile yüz yüzeyiz.
Özel bir kurumun üretmekte olduğu bu bilgi, kamu ağırlıklı (TUİK) verilerin egemen olduğu makro istatistikler piyasasında hem süreklilik, hem de dengeli olma özellikleriyle daha çok ilgiyi hak etmektedir diye düşünüyorum. Belki bu bilgi notunda, verinin yararlılık özelliği daha net ortaya çıkacaktır. Söz konusu özellik verinin kullanıcıya özel, mikro yararlarından ötede bir unsuru taşımakta olduğunu hep düşünmüşümdür. HTE verisinin kendi zaman çizgisine bakıldığında, net olarak görülemeyen bazı özelliklerin, diğer verilerin katkısı ile daha anlamlı ve yararlı hale getirilmesi mümkündür.
İzin verirseniz ben bildik, tanıdık veri kategorileri ile yola koyulayım. Ipsos – HTE verilerinden görüldüğü kadarı ile 1999’a kadar geri giden bir zaman serisi bulunmaktadır. HTE verilerinin Türkiye’yi kapsayıp temsil etmekte olduğu düşünülünce, en azından, mevcut tüketim verileri ile nasıl bir uyum içinde olduğuna bakmak yerinde olabilir. Oncelikle, adı üstünde, hızlı tüketim ürünleri, genel tüketim bilgilerinden daha farklı bir yapıdadır. Birebir eşlenmemekle birlikte, bu kategoriyi “temel ihtiyaç malları” olarak da isimlendirebiliriz. Bu nitelik göz önünde bulundurularak, HTE’nin toplam tüketim içindeki payının zaman içinde düşmekte olduğunu tahmin edebiliriz. Ipsos HTE indekslerini genel ve kategorik tüketim ürünleri ile birlikte düşününce, beklenen yanıtlara ulaşılmaktadır.
TUİK ve T.C. Merkez Bankası, tüketim harcamalarını alt ayrımları ile birlikte ve üçer aylık dönemler (quarterly) için üretmektedir. Bu verilere cok yer kaplayacağı için burada yer verilmeyecek ancak, verilere, www.tcmb.gov.tr adresinden anında ulaşılabilmektedir. Buradan elde edilen bilgilerden bazılarını özetleyelim. Üçer aylık zaman serileri 1998 yılında başlatıldığından, kıyaslamanın da HTE verilerinin en erken veri üretilme tarihi ile uyuşuyor olması, başlangıç noktasını 1998 olarak kabul etmemize olanak sağladı. Ancak 2000-2001 tarihli kriz dikkate alınırsa, başlangıç tarihini 2003 veya 2004 yılına taşımamızı da gerektirebilirdi. Panel verileri ve makro istatistikler kriz döneminde benzer bir grafik çizdiğinden, burada 1998 yılını başlangıç olarak düşünmenin sakıncalı olmayacağını düşündürdü. Okurlarımız isterlerse başlangıcı “normal” kabul ettikleri zaman noktasına göre düşünebilirler. Veri kaynağında, harcamaların hem cari, hem de sabit fiyatlarla verilmiş olduğunu söylemekte yarar var. Burada sunduklarımızın tamamı sabit fiyatlı seriler üzerinden yapılmıştır. Daha çok oranlarla ilgili çıkarsamalar yaptığımızdan, analiz cari fiyatlarla yapılsaydı bile fark etmeyecekti.
1. Toplam tüketim harcamalarının GSYİH (Gayrisafi Milli Hasıla) içindeki payı zaman içinde aynı kalmıştır. 1998 yılında bu oran % 66,8; 2012 yılı sonunda ise % 66,2 olarak hesaplanmaktadır. Bu da, 1998 sonrasında, GSYİH büyümesi ile, Toplam Tüketim Harcamaları büyümesinin yaklaşık aynı oranlarda gerçekleştiğine işaret etmektedir.
2. İkinci nokta HTE grubu diye düşünebileceğimiz harcamaların, toplam tüketim içindeki payının azalıyor olmasıdır. Türkiye’de yirmi yıldan beri, ne tarafa baksanız, rastladığımız harcama payları istatistiği idi ve Toplam Tüketim Harcamalarının üçte biri (%32,1), Gıda, İçki ve Tütün kategorisinde yer alıyordu. 2012 itibariyle aynı büyüklüğün % 28,7’ye gerilemiş olduğu anlaşılmaktadır.
3. Gıda, İçki ve Tütün kategorisindeki ürünlerin, aynı dönemde % 49,6 artmış olduğunu gözlüyoruz. Oysa, Toplam Tüketim Harcamalarındaki artış %67.6 olmuştur. Beklenebileceği gibi, temel ihtiyaç ürünlerinin tüketim içindeki yeri azalmaktadır. Buna yukarıda işaret etmiştik.
4. HTE endeksi ise 2002’den bu yana (kriz etkisini arındırmak için) %30,5 oranında artmıştır. GSYİH artışı ise aynı dönemde (2002-2012) % 63,5 oranındadır. Tüketim harcamalarının genel artış oranı ise % 61,8 olmuştur.
5. Gıda, içki ve tütün ürün kategorisinde resmi veriler 2002’den bu yana % 49,6 lık bir artış vermektedir. HTE’de bu büyüme oranı, yukarıda işaret edildiği gibi % 30,5 olarak hesaplanmıştır.
6. Temel ihtiyaç ürünlerindeki sınırlı artış (hem resmi, hem de HTE endeks verilerine göre), diğer bazı ürün gruplarında önemli artışlar olabileceğine işaret etmektedir. Aşağıdaki tabloda ürün kategorilerindeki büyüme oranları görülmektedir.
KATEGORİLER
|
%
|
---|---|
Gıda, içki, tütün | 49.6 |
Giyim – kuşam, ayakkabı | -17.6 |
Mobilya, ev aletler, ev bakım ürünleri | 107.7 |
Konut su,elektik | 56.8 |
Haberleşme, ulaştırma | 93.1 |
Sağlık | 258.5 |
Eğitim | 128.3 |
Eğlence-kültür | 36.3 |
Lokanta ve Oteller | 24.4 |
Genel Tüketim Harcamaları | 61.8 |
Buna göre harcama kategorilerinde özellikle, sağlık, eğitim , haberleşme ve ulaştırma ile mobilya ve ev aletleri kesiminde ortalamanın çok üzerinde büyüme görülmektedir.
7. Resmi kaynaklı verilerin gerçek durumu oldukça yakın biçimde yansıtabildiği düşünülürse, HTE Harcama Endeksinin gösterdikleri, göstermediklerini de mercek altına taşımaktadır.
Verilerin özetlediği tablo, en azından benim beklediğim gelişme çizgisini oldukça iyi yansıtmaktadır. Anlaşılan bir sürpriz yok. Şaşırtıcı bir durum yok. Bu da iyi bir şey. Türkiye’de tüketimin yapısı yavaş da olsa, derinleşmekte ve evrilmektedir diyebiliriz.
Bu ilk denememizde Nisan ayı değişmelerine değinemedik. Genel bir çerçeve, gelişmeleri daha iyi kavramamıza yardımcı olabilir diye bir beklentim var.