Bültenler

“Marketing Demokrasisi”

Ipsos sosyal araştırmalar konusunda global olarak güçlü bir kuruluş. Bu konudaki çalışmalarını “Sosyal Araştırmalar Enstitüsü” adı altında yeniden organize ederek, akademik dünya ile daha sıkı bir işbirliği yapan, kısmen bağımsız bir yapıya dönüştürdü. Kasım ayında “Gündelik Hayatın Demokrasisi” başlığı altında bir konferansla Türkiye lansmanı yapılacak. Bu başlık günlük yaşamımızı etkileyen konularda alınan kamu kararlarının “Biz neresindeyiz?”, “Biz, bizim yaşamımızı etkileyen kararların bir parçası olmalı mıyız?” sorularını çağrıştırıyor.

Benim okuduğum Yurttaşlık Bilgisi kitaplarında demokrasi, “halkın, beş yıl süre ile kendisini yönetecekleri seçtiği sistem” diye tanıtılırdı; siyasal gündemde de hep bu tür iri ve genel sözler yer alıyor; seçim gibi, ülke yönetimi, yargı bağımsızlığı gibi. Ama, öte yandan da çevremizde, bazıları günlük hayatımızı ciddi bir şekilde etkileyen birçok kamu aksiyonu ile karşılaşıyoruz, hemen hergün. Olumlu veya olumsuz bizi ciddi olarak etkileyen bu kararların hiçbir yerinde olmuyoruz genellikle; bir zaman önce verdiğimiz bir oyla sanki bu kararların hiçbir yerinde olmamayı taahhüt etmiş varsayılıyoruz.

Marketing böyle değildir biliyorsunuz. Şirketin çok yetkili CEO’su da olsanız, ürünleriniz ve hizmetlerinizle ilgili alacağınız her karar öncesinde kamunun ne düşündüğünü öğrenirsiniz; kararınızın olası etkilerinin ne olacağını o karardan etkilenecek kitlelerin tercihlerini araştırarak öğrenmeden yola çıkmazsınız.

Şimdi galiba yerel veya genel düzeyde insanların gündelik hayatını etkileyecek şekilde  kamu kaynaklarının kullanımına bir nevi bu “marketing demokrasisi “ nin uygulanması zamanı geldi. Sosyal araştırmanın anlamı da, işlevi de burada. O nedenle Sosyal Araştırmalar Enstitüsü lansman konferansının adı “Gündelik Hayatın Demokrasisi” oldu; 21.yüzyıl demokrasisi de, aslında böyle bir şey olsa gerek…

Eylül 27, 2010

0

Bültenler

Diğer yazıları okuyun

Yorum yazın