Bültenler

Tüketici Demeye Devam Edelim mi?

Biliyorsunuz  Adem ve Havva’dan gelen canlı türüne geçtiğimiz yüzyılın ortalarına dek insan denirmiş. Sonraları tüketici olarak adlandırılmış, tüketici “üst kimlik” olmuş. Bu isim zaman içinde çok haklı sayılabilecek bir tanımlama haline gelmiş.

Başka hiçbir canlı sonradan kesip biçip parçalara ayırmak üzere bir diğer canlıyı beslemez. Kesip, pişirdiğimde daha iyi nasıl yerim diye üstüne dökeceği soslar keşfedip birbirine satmaz. Bunlarla övünmez. İster evrimin doğal bir sonucu olsun, ister sistemin kaçıp kurtulunamaz bir yüklemesi, tüketici yerini bulan bir adlandırma.

Sonuçta, yaşam kalitesini tüketimle, tüketimi de markalarla tanımlayan bir ideolojik sistem oluşmuş.  Oyuncular, buna göre pozisyon almış. Bu sistemin bir tarihsel ara aşama mı, yoksa “ebediyet” mi olduğunu yaşayarak görme ihtimalimiz yok. Ama ekonomik dalgalanmalar ve tüketimden yorulma başta olmak üzere birçok unsur insanı yeniden üst kimlik, tüketiciyi de, en azından  daha altta bir  “kimlik”  olarak konumlamayı ciddi bir eğilim haline getiriyor. Pazarlama ve araştırma tüketiciyi anlamak kadar, insanı anlamayı da önemseyen çalışmaları artırıyor.

Yine de, daha uzun süre insanları tüketici olarak tanımlamayı sürdüreceğiz, galiba?

Haziran 24, 2009

0

Bültenler

Diğer yazıları okuyun

Yorum yazın