Haberler

Türkiye Barometresi Yeni Yıl Özel Raporu’ndan

Ipsos’un her sene yeni yılın ilk haftası kamuoyuna; biten yılı değerlendirip gelen yılın iklimi konusunda bilgi vermeyi amaçlayan “Türkiye Barometresi Yeni Yıl Özel Raporu” açıklandı… Rapor kapsamında kamuoyunun 2018 değerlendirmeleri ve 2019’dan Beklentilerine dair çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.

Yerel seçimler yaklaşırken vatandaşların nabzını tutan Türkiye Barometresi Yeni Yıl Özel Raporu’na göre;

Kamuoyunun Memnuniyet ve Beklenti Düzeyi 2018 Başına Kıyasla Daha Düşük, Geçmiş Yıllara Kıyasla Biraz Daha İyi…

• Ipsos – Türkiye Barometresi Raporu’na göre 2018’e olumlu olarak yorumlanabilecek bir memnuniyet ve beklenti düzeyi ile girilmişti.
• 24 Haziran seçimleri öncesinde (her seçim öncesinde gözlemlendiği üzere) memnuniyet ve beklentilerde bir gerileme oldu.
• Seçim sonrasında yeniden bir yükseliş görülse de özellikle döviz kurlarında çalkantıların yaşandığı Ağustos ayı sonrasında yeniden bir gerileme vardı.
• Aralık ayı itibarı ile az da olsa bir toparlanma ile 2018 yılı tamamlandı. Gelinen nokta, her ne kadar yıl başındaki duruma göre geride olsa da geçmiş yıllardaki (o dönemde yükselen terör olaylarının yarattığı) olumsuzluk seviyesinde olmadığı görüldü.

gorsel1

Vatandaşların, ülkenin ve kendilerinin ekonomilerine yönelik beklentilerine bakıldığında ise;

• Ülkeyle ilgili daha olumsuz bir ruh hali hakimken, kişisel ekonomilerle ilgili beklenti düzeyi geçen yılla hemen hemen aynı görülüyor.
• “Gelecek yıl genel olarak Türkiye ekonomisinin durumu sizce nasıl olur?” sorusuna “daha kötü olur” diyenlerin oranı 2017 sonunda %20 iken bu yıl %35. Bu artış, daha çok “aynı kalır” diyen oranının azalması ile gerçekleşiyor.

görsel.2

Toplumun en önemli sorunu Ekonomi…

• Ekonomi, ilk yarısı seçim atmosferi içinde geçen 2018 yılının bahar aylarından itibaren vatandaşların gözünde ülkenin en önemli sorunu haline geldi.
• Yaz aylarında döviz kurlarında yaşanan ani yükselişler bir ara en önemli sorun ekonomidir diyenlerin oranını %59’a kadar yükseltti. Sene sonu itibarı ile de toplumun yarısı hala bu görüşü korumaya devam ediyor.
• Sene başında en önemli sorun terördür diyenler toplumun %51’ini oluştururken Aralık ayında bu oran %13’e kadar gerilemiş durumda.
• Bu durum aslında sağlıklı bir durum olarak değerlendiriliyor. Normal koşullar altında yaşayan bir ülkede terör veya savaş değil ekonomi, eğitim, altyapı gibi konuların öne çıkması daha olası olarak belirtiliyor.
• Eğitime dair sorunların ülkenin en önemli sorunu olduğunu düşünenlerin oranı (%11) en önemli sorun terördür diyenlere yakın, iki yıldır da bulunduğu seviyeyi koruyor.

görsel3

2019 Tüm Toplum Kesimlerinde Bir Dengelenme ve Mücadele Yılı Olacak!!!

Sonuçları değerlendiren Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar Gedik şunları iletti: “Dengelenme-Disiplin-Değişim kodları ile hazırlanan 2019-2021 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde bir dengelenme yılı olacağını düşündüğümüz 2019’un tüm toplum kesimlerinde bir mücadele yılı olacağı bilimsel açıdan net okunuyor. 2018 içinde çalkantılı bir rota izleyen mevcut durumdan memnuniyet seviyesi, yaşanan enflasyon yükselişine rağmen yılın son ayındayken geçen yıldan farklı bir noktada değil. Öte yandan gelecek beklentisinin daha olumsuz olduğunu görüyoruz.

 ‘Ekonomik kriz var’ diyebilmek için Türkiye’nin üç dönem üst üste eksi büyüme gerçekleştirmesi (küçülmesi) gerekir. Dolayısıyla bu dönem için ‘ekonomik kriz’ tanımlaması doğru bir tanımlama değil. Ancak toplum psikolojisindeki geçmiş krizlerden kalma izlerin ve mevcut bazı ekonomik göstergelerdeki değişimin, tüketiciyi bir kriz beklentisi haline soktuğu söylenebilir.
 Sene başında gerçekleşecek maaş zamları, gelir vergisi dilimlerinin yaşattığı dönemsel avantajlar, enflasyon ile mücadele kapsamındaki vergi avantajlarının süresinin uzatılması ihtimali gibi nedenlerden dolayı bu olumsuz beklentinin tüketime yansımalarının daha çok 2. Çeyrek itibarı ile hissedilmeye başlanacağını tahmin ediyoruz.

Tüketicilerin, ekonomide yaşanan gelişmelere verdikleri reaksiyonları düzenli olarak ölçüyoruz.

 Tüketicilerin üçte biri satın alma güçlerinin hissedilir şekilde azaldığını ifade ediyor.
 Tüketicilerin %20’si ek bir iş yapmaya çalışacağını söylüyor, yani fazla mesai ve ek iş yapma ihtiyacı geçmişe göre iki katına çıkmış, %37’si harcamalarını daha fazla kontrol edeceğini ifade ediyor.
 Tüketicilerin mevcut harcama dağılımı içinde toplamın % 24,7’sinin kira ve konut harcaması oluşturuyor.
 Ulaşım ise %18,7 seviyesinde ki bunun önemli bir bölümünü şehir içi ulaşım harcamaları oluşturuyor.

Özetle toplamda %43’lük bir bölümde önemli bir kısıntıya gidilmesi mümkün değil.

 Harcamalar içinde %19,7 ‘lik bir ağırlığa sahip olan Gıda ve Alkolsüz İçecekler tüketiminin de ağırlıklı bölümünün zorunlu harcamalardan oluşacağı dikkate alınırsa tüketicilerin diğer harcama kalemlerinde ve kısmen de “lüks gıda” ürünlerinde kesintiye gitmesi beklenir.
 Harcamaların en çok kontrol edileceği, bir başka deyişle en fazla tasarrufun amaçlandığı tüketim kategorileri giyim, eğlence ve kişisel bakım… Fiyat artışlarının en fazla algılandığı ürün kategorisi kağıt havlu ve tuvalet kağıdı.

Tüketicideki endişenin giderilmesi için ihtiyaç duyduğumuz istikrarlı dönemi yaşayabilmenin yolu ekonomik faaliyetlerin sürekliliğinin sağlanmasından geçiyor.

 Hane halkları harcamaları, ülkenin ekonomik büyüklüğünde çok önemli bir yer tutuyor ve bu harcamaların devamı için pazarlama yatırımlarının hız kesmeden devam etmesi gerçekten önemli.
 Yukarıda bahsettiğim olumsuz bazı tespitlere rağmen pazarlama aktivitelerinde bir yavaşlama gözlemlemiyoruz. Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz 2019 bütçe planlamalarında pazarlama yatırımlarında bir kesinti öngörmediler.
 Firmaların ürün lansmanları, reklam ve marka yatırımları hem Türkiye içinde hem de global coğrafyalarda tam hız devam ediyor. Bu çok önemli ve doğru bir strateji… Bu zorlu dönem bu yatırımlar ile çok daha hızlı bir şekilde atlatılacaktır. Bunu gözlemlemek bizim için mutluluk verici.”

Yerel seçimler öncesi Ipsos-Türkiye Barometresi Kapsamında, vatandaşların oy tercihinde nelerin etkili olacağı da soruldu.

Buna göre 31 Mart yerel seçimlerinde adaylardan çok siyasi partilerin ağırlığı olacak gözüküyor. Seçmenlerin %56’sı siyasi parti üzerinden tercih yapıyor. Bir yıl önce sorulduğunda adaya göre karar veririm diyenlerin oranı %42 iken bu oran 2018 sonunda %27’ye gerilemiş durumda. Kararsızların oranında ise yavaş yavaş seçim atmosferine giriyor olmanın da etkisi ile %3’ten %18’e artış var.

görsel4

Araştırma Künyesi
Her iki ayda bir yürütülen Türkiye Barometresi Araştırması Ipsos’un finansmanında Ipsos’un Sosyal Araştırmalar hizmet birimi tarafından gerçekleştirilmektedir. 2018’in Barometre Araştırmasının sahası 24 Kasım – 13 Aralık tarihlerinde yüz yüze görüşme yöntemi ile gerçekleştirildi. 12 IBBS bölgesinden seçilen 15 ilde gerçekleştirilen çalışmanın örneklem sayısı 1320 ve araştırmanın hata payı %95 güven aralığında +/- 2,5’tur.

Ocak 9, 2019

0

Haberler

Diğer yazıları okuyun

Yorum yazın