Bültenler

Türkiye Barometresi’nden; Kadın – Erkek Eşitliği ve Toplumsal Cinsiyet Üzerine

Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Türkiye Barometresi Araştırması kapsamında özel bir Kadın Dosyası hazırlandı. Bu dosyada Türkiye’de ve dünyada kadın-erkek eşitliği ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin Türkiye’deki algı ortaya çıkarıldı.

Kadın ve erkeklere eşit davranıldığına inanmıyoruz.

Kadınların da iyi yapabileceği meslekler konusunda iyimseriz

Her ne kadar kadın-erkek eşitliğine destek düzeyi daha yüksek olsa da kavram olarak feminizme daha mesafeliyiz

Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Türkiye Barometresi Araştırması kapsamında özel bir Kadın Dosyası hazırlandı. Bu dosyada kadın-erkek eşitliği ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin Türkiye’deki algı ortaya çıkarıldı.

15 – 28 Ocak 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen araştırmaya göre;

Toplumun %65’i bugün Türkiye’de kadın ve erkeklere genel olarak eşit davranıldığına inanmıyor. Sadece 5’te biri kadın ve erkeklere eşit davranıldığını belirtiyor.

Katılımcılara kadın – erkek eşitliği konusunda Dünyada, Avrupa’da ve Ortadoğu’daki durum da soruldu. En çarpıcı sonuçlardan birisi Ortadoğu’da ve Türkiye’de kadın ve erkeklere eşit davranılmadığını düşünenlerin oranının birbirine çok yakın olması (sırasıyla %64; %65) olarak belirtildi. Diğer bir ifadeyle toplumun büyük kesimi kadın-erkek eşitliği meselesinde Türkiye’yi Ortadoğu ile benzer değerlendiriyor.

Bu sonuçlara Avrupa için bakıldığında Türkiye toplumunun eşitlik konusunda daha olumlu bir algıya sahip olduğunu görüyoruz. Bugün Avrupa’da kadın ve erkeklere eşit davranılıyor diyenlerin oranı %47’e yükseliyor.

image1

Hem kadın hem de erkeklerin yarısı şiddeti kadınların karşılaştığı sorunlar arasında en tepeye koyuyor.

Araştırma kapsamında Türkiye’de kadınların toplumda karşılaştığı en büyük sorunlar da soruldu. Kadın ve erkeklerin dile getirdiği ilk 5 sorun aynı;

Hem kadın hem de erkeklerin yarısı şiddeti kadınların karşılaştığı sorunlar arasında en tepeye koyuyor.

İkinci sırada bu konuyla çok ilgili olan namus adına işlenen cinayetler geliyor. Toplumun üçte biri bu soruna işaret ediyor.

Erken yaşta yapılan evlilikler ve çeşitli konularda aile baskısı bu sorunları takip ediyor.

Bunlara ek olarak, kadının ekonomik bağımsızlığının olmaması da temel sorun alanlarından birisi olarak görülüyor.

image2

Ev ve aile yaşamındaki sorumlulukların paylaşımı ve toplumsal cinsiyet rolleri

Kadın ve erkeğin bu konuya ilişkin değerlendirmesinde de bir farklılık görülmüyor. Toplumdaki yerleşik cinsiyet rollerinin bir tezahürü burada görülüyor.

Öngörüleceği üzere, Türkiye’de ev işleri doğrudan kadının sorumluluğunda… Örneğin ev temizlemek, yemek yapmak gibi…

Çocuk bakımına ilişkin sorumlulukların da yine daha çok kadında olduğu görülüyor. Toplumun %66’sı Türkiye’de bu konuda kadının sorumlu olduğunu belirtiyor. Üçte birlik kesim ise kadın ve erkeğin eşit paylaştığını ifade ediyor.

Erkeğin kadına kıyasla daha çok sorumluluk sahibi olduğu konu ise finansal meseleler… Örneğin toplumun yarısı halen ailenin geçimi için para kazanma konusunda asıl sorumluluğun erkekte olduğunu düşünüyor. Hane bütçesini planlama, fatura ödeme gibi konularda yine yaklaşım benzer şekilde…

Türkiye’de kadının işgücüne katılımın %30’larda olduğunu göz önüne aldığımızda kadının ekonomik bağımsızlığını kazabilmesinin önündeki engellerden birisinin ev ve aile içinde sorumlulukların eşitsiz bir şekilde dağılmasını söylemek mümkün…

image3

Kadınların da iyi yapabileceği meslekler konusunda iyimseriz

Araştırma kapsamında görüşülen kişilere bir dizi meslek okundu ve “bu işi sizce kadın mı, erkek mi daha iyi yapar yoksa her ikisi de eşit düzeyde yapabilir mi?” diye soruldu.

Bu araştırmanın en iyimser çıkarımlarından birisi bazı mesleklerde kadın ve erkeklerin eşit düzeyde yapabileceği konusunda yaklaşımlar olması… Örneğin; milletvekilliği yapmak, üniversite profesörlük, gazetede köşe yazarlığı gibi…

Diğer yandan doğrudan erkek işi olarak algılanan bazı meslek alanları da mevcut: Tesisatçılık, taksi şoförlüğü, dünya kupası final maçını sunmak gibi…

Burada değinilmesi gereken diğer bir önemli bulgu ise; toplumun lider, ciddi/hayati meselelerde karar alıcı rollerini erkeklere daha uygun bulmaya yönelik eğilimi. Örneğin acil durumda uçak indirmek, ağır ceza davalarında yargıçlık veya Başbakanlık yapmak konularda erkeklerin daha iyi yapacağını düşünenlerin oranı kadınların daha iyi yapacağını düşünenlerden daha yüksek…

Kadınların bu konudaki görüşleri de erkekler ile benzer olduğu görülüyor.

image4

Her ne kadar kadın-erkek eşitliğine destek düzeyi daha yüksek olsa da kavram olarak feminizme daha mesafeliyiz

Araştırmaya katılanlara iletilen sorular arasında şu da vardı: “Kendinizi feminist olarak tanımlar mısınız?”
Sadece %7’lik bir kesimin kendisi feminist olarak tanımladığı görülüyor. Her ne kadar kadın-erkek eşitliğine destek düzeyi daha yüksek olsa da kavram olarak feminizme daha mesafeliyiz. Burada feminizme ilişkin önyargıların da bu algıda etkisi olduğunu söylemek mümkün…

Araştırma Hakkında

Her 2 ayda bir düzenli olarak Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü tarafından Türkiye Barometresi Araştırması yapılmaktadır. Bu araştırmada ülke ve dünya gündemindeki konulara ilişkin genel kamuoyunun değerlendirmeleri alınmaktadır.

Araştırma, tabakalı tesadüfi örnekleme yöntemi ile 18 yaş ve üzeri 1320 kişiyle yüz yüze görüşme yapılarak gerçekleştirilmektedir. Araştırmanın genel istatistiki hata payı, % 95 güven aralığında ± % 2,5’tir.

15-28 Ocak 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen son araştırma kapsamında bir Kadın Dosyası hazırlandı. Bu dosyada Türkiye’de ve dünyada kadın-erkek eşitliği ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin algı sorgulandı.

Mart 24, 2016

0

Bültenler, Haberler

Diğer yazıları okuyun

Yorum yazın