Bültenler

Türkiye’de Yeni “Emerging Market”ler

Pazar ve siyaset; birbirlerinden bağımsız gibi durup birbirlerini bu kadar çok etkileyen başka iki kavram var mıdır acaba? Hangisinin daha baskın olduğu sizin nerden baktığınıza bağlı olsa da, etkileşim yadsınamaz. Son on yılda (yuvarlak hesap)   Türkiye kendi dokunulmaz değerleri arasında olan din ve ulus konularını yeniden tanımlayacak bir “consensus” peşine düştü; bilerek veya bilmeyerek.

Bu süreçte “Türkiye Tüketim Pazarı” da yeniden tanımlanıyor; muhtemelen Türkiye kendi “emerging market”lerine kavuşuyor. Dinin toplumsal mutabakat içindeki konumunun artarak popülerleşmesiyle birlikte, dini değerlerle hareket edenler modern tüketim için yeni bir “pazar” olarak zuhur ettiler. Ürün geliştirmeden iletişime kadar pazarlama bu yeni pazarı keşfetme çalışmalarına başladı. Coğrafi tanımını daha çok kabuk değiştiren Anadolu şehirlerinde buluyor. Ulus kavramı ve ulusçuluk üzerindeki mutabakatın alacağı şekil de bir başka “emerging market” yaratmaya aday. Kürtlerin yoğun olarak oturduğu bölgeler şimdiye dek üretim ve tüketim açısından pazar ekonomisinin yalnızca dokunabildiği, pre-kapitalist bölgelerdi. Önceleri zaten batı tarafımız yeni yeni Pazar oluyordu, sıra gelmemişti. Sonraları ise pazar olmanın olmazsa olmazı güvenlik eksikliği çıkmıştı.

Türkiye’nin içinde iki yeni pazar oluşmaya başladı; Buna Türkiye’nin toplam huzurunun yan faydası mı demek gerek?; yoksa yeni pazar ihtiyaçları yanında huzuru da mı getiriyor? Cevabın pek de önemi yok; iki cevap da aynı kapıya çakacak nasıl olsa.

Burası Türkiye; böyle bir denklemden “ne pazar, ne de huzur” seçeneğini çıkarmayı başarırsa da şaşırtıcı olmayacaktır elbette.

Ağustos 18, 2009

0

Bültenler

Diğer yazıları okuyun

Yorum yazın